Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Kısmı’ndan 2005 yılında mezun olan 38 yaşındaki Tozburun, Koç Üniversitesinde de yüksek lisans eğitimi aldı.

Daha sonra ABD’nin Kuzey Karolina Üniversitesinde biyomedikal uygulamaları üzerine doktora yapan Türk bilim insanı, 2012-2016’da ise Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesinde görüntüleme sistemleri üzerine çalışmalar yürüttü.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen mükemmeliyet merkezlerinden İzmir Biyotıp ve Genom Merkezinden davet alan Doç. Dr. Tozburun, 2017 yılında Türkiye’ye döndü.

Merkez bünyesinde araştırma laboratuvarını kuran Tozburun, bir yıl sonra TÜBİTAK takviyesiyle “biyofotonik” ve “optik görüntüleme” konusunda çalışmalar yapmaya başladı.

Tozburun, lazer dalga uzunluklarını süratle tarayarak 3 boyutlu optik görüntülemeye imkan veren aygıt geliştirdi ve bunun da patentini aldı.

“Görüntüleme süreci en aza iniyor”

Doç. Dr. Tozburun, AA muhabirine, Türkiye’de aldığı eğitim ve fonlar sayesinde bu türlü değerli bir çalışmaya imza attığı için gururlu olduğunu belirtti.

Göz tabanı ve retina görüntülenmesinde hala çeşitli tekniklerin kullanıldığını lisana getiren Tozburun, mevcut sistemin manzara suratını sınırladığını, hastanın aygıt başında daha uzun müddet kalmasına neden olduğunu söyledi. Tozburun, ayrıyeten hastanın istem dışı titremesi ve beden hareketleri nedeniyle teşhis ve tedavide kullanılacak manzaralarda bulanıklık meydana gelebildiğini anlattı.

Geliştirdiği aygıtla ilgili bilgi veren Tozburun, şunları kaydetti:

“3 boyutlu optik görüntüleme için dalga uzunluğu taramalı bir lazer ışık kaynağını mekanik ayna ya da sensör dizisi kullanmadan elde ediyoruz. Bizim geliştirdiğimiz teknoloji mekanik olarak tarama değil. Görüntülemek için kullanılan ışık kaynağını dalga uzunlukları pasif ve süratli olarak taranıyor. Böylece görüntüleme süreci en aza indiriliyor. Ayrıyeten yüksek kalitede imaj elde ettiğimiz için retina ve göz tabanı üzere gözün güç bölgelerindeki hastalıkların teşhisinde bize avantaj sağlayacak. Bunların dışında hastanın makine başında geçirdiği mühlet kısalıyor. Muayene sırasında hastanın istem dışı hareketleri kaynaklı imaj bulanıklığının da önüne geçiliyor. Geliştirdiğim tekniğin gözün güç bölgelerinin muayenesinde çığır açacağına inanıyorum.”

Tozburun, lazer dalga uzunluklarını fiber optik kablo temelinde pasif olarak tarayan sistemin, bugünün teknolojisine oranla en az 1000 kat yüksek süratte imaj üretmeye imkan sağladığını söz etti.

Klinik prototipi tamamlandı

TÜBİTAK üzerinden sağlanan devlet takviyesiyle muvaffakiyet elde edildiğine dikkati çeken Tozburun, görüntüleme aygıtının laboratuvar ortamındaki prototipinin tamamlandığını, milletlerarası patent müracaat sürecinin ise devam ettiğini vurguladı.

Yurt dışında birçok üniversitede Türk bilim insanlarının misyon yaptığını hatırlatan Tozburun, “Türkiye genç bir nüfusa sahip. Araştırmacı bulmada bir sorun yaşamıyoruz. Bilimsel çalışmaları destekleyen çeşitli fon kaynakları da mevcut. Bu sebeple, ABD ve öteki ülkelerde misyon yapan Türk bilim insanlarının Türkiye’ye gönül rahatlığıyla dönmelerini tavsiye ediyorum.” halinde konuştu.