Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Tedrisat Üyesi ve Bilim Konseyi Üyesi Prof.Dr. Seçil Özkan, 1. dalganın pikinin yaşandığını, 2. bir pik yaşanmaması için himaye tedbirlerinin uygulanması gerektiğini kaydetti. Prof.Dr. Özkan, “Koruma tedbirleri de maske, aralık ve el hijyenidir. Maske için 52 vilayette ‘maske takma zorunluluğu’ geldi. Bu durum sahiden tesirli oldu. Etrafıma bakıyorum, kişiler maske takıyor. Istırap şu; burun ya da çenenin altında taşıma biçiminde oluyor. Bu maskeyi akıllıca takmamız gerekiyor. Şayet yanlışsız takmazsak vaka sayılarımız artabilir, kronik hastalıklı kimselerde vefatlar görebiliriz. Denetimli toplumsal yaşama alışmamız gerekiyor” diye konuştu.

‘Tedbirleri yaşantımıza yansıtmamız gerekiyor’

Prof.Dr. Özkan, maskenin hasta bir kişi ile konuşurken virüsü taşıyan damlacıkların ulaşmasını engellediğini kaydederek, “Ancak virüsler maskenin dış yüzeyinde durabilir. Bu yüzden maske dış yüzeyine dokunmamak gerekiyor. Bizim için açık hava biraz daha inançlı. Beşerlerle daha aralı duruyoruz. Dolaylı olarak virüsle savaşımız biraz daha kolaylaştı. Önümüzdeki günlerde şayet aşı ve tam bir tedavi olmazsa ve virüs külliyen yok olmazsa kış mevsimine de geleceğiz. Kış mevsimine de gireceğimiz için bizim bu önlemleri külliyen yaşantımıza yansıtmamız gerekiyor” sözlerini kullandı. 

Corona virüste 2. piki ne vakit yaşarız?

Hala birinci dalganın devam ettiğini ve sıfır vakaya ulaşılmadığını söyleyen Özkan, şöyle konuştu:

“Nisan ayında pik yaşadık. 2. bir pik alışılmış ki yaşayabiliriz. Şu anda yaklaşık bin 500’lü rakamlara geldik. Şayet bu rakam daha da ilerlerse, bulaşıcılık artarsa 2. bir pik yaşarız. Bize yakışmaz, biz bununla uğraş edebilecek bir topluluğuz. Onun için biraz daha dişimizi sıkmalıyız. Toplumsal hayata ve iş hayatına başlandı. Bu süreçte kurallara uyarak işlerimizi yürütebiliriz. Bunu topluluğumuz biliyor ama davranışına yansıtırken zorlanıyor. Bunları yapabilmek için etraf düzenlemesi de gerekiyor. Örneğin ‘Toplu taşımada aralığa uyun’ diyorlar. Çok kalabalık olarak ve aralığa uyulamıyor. Mümkün olduğunca uzaklığa uymaya çalışmak, gerimizi dönmek ve kimselerle yüz yüze gelmemek gerekiyor. Bu tedbirlere uyarak bunları aşmaya çalışmalıyız. Denetimli toplumsal hayatımızda artık bir mühlet bu türlü yaşayacağımızı düşünüyorum. Onun için alışmamız gerekiyor.”