TBMM Lideri Mustafa Şentop, Saeima Lideri Murniece’ye gönderdiği mektupta, parlamentoların, ülkeler ve halklar ortasındaki bağlantıların geliştirilmesi bakımından değerli rolü bulunduğuna işaret etti. 

Bu gerçek ışığında Saeima gündemine taşınmak istendiğini öğrendiği bir hususla ilgili kimi konuları Meclis Lideri Murniece’nin dikkatine sunmak istediğine işaret eden Şentop, “Zatıalinizin de tarihi gerçekleri siyasi saiklerle manipüle etmeye matuf ve ülkelerimiz ortasındaki bağlara ziyan vermesi olası bu üslup teşebbüslerden haberdar olduğu lakin tasvip etmediği kanaatini taşıyorum.” sözünü kullandı. 

1915 olaylarının, Saeima gündemine getirilmesi tarafında yapılan teşebbüslerin, bugünlerde 101. açılış yıl dönümünü kutlayan TBMM tarafından ıstırapla takip edildiğini bildiren Şentop, şöyle devam etti: 

“Esasen birtakım arka niyetli çevrelerin kışkırtması ve dezenformasyonu sonucunda ortaya çıkan ve müşterek amaçlarımızla hiçbir surette bağdaşmayan bu teşebbüsler, dost ve müttefik ülkelerimiz ortasındaki eksiksiz düzeydeki alakaları gölgelemekten öbür bir gayeye hizmet etmeyecektir. Bilmenizi isterim ki Ermenilere yönelik ‘mezalim’ argümanları, esasen 100 yıl öncesinin savaş propagandası olarak ortaya atılmış, akademik yahut tüzel manada bir mutabakat olmamasına karşın tarihi gerçekler süreç içerisinde daha da çarpıtılarak ‘soykırım’ argümanları biçimine bürünmüştür.” 

 “ERMENİ TARAFINDAN KARŞILIK BULMAYAN TEKLİFİMİZ HALA MASADA”

 “Soykırım” kavramının, milletlerarası hukukta açıkça tanımlandığını vurgulayan Şentop, mektubunda şu tabirlere yer verdi: 

“1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Cürmünün Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkında Kontrata nazaran, bir aksiyonun soykırım olarak nitelendirilebilmesi için bu türlü bir cürmün yetkili bir mahkeme tarafından karar altına alınması gerekmektedir. Fakat Ermenilere karşı bir soykırım işlendiğine dair hiçbir hukuksal karar olmadığı herkesin malumudur. Hakikaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Perinçek-İsviçre ve Mercan-İsviçre davalarına ait aldığı kararlarda 1915 olaylarının niteliği hakkında bilhassa akademik dünyada genel bir görüş birliği bulunmadığını, tarih araştırmalarının tabiatı gereği tartışma ve uyuşmazlıklara açık olduğunu, bu nedenle kesin sonuçlara yahut objektif ve mutlak gerçeklik savlarına destek teşkil edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Bu bağlamda, tarihi olayların perde ardı ve niteliğine dair değerlendirmelerin, parlamenterlerden çok tarihçiler tarafından yapılmasının daha isabetli olacağı açıktır. Ülkemiz, tam da bu anlayışa uygun olarak, 2005’te Ermenistan ile ortak tarih komitesi kurulmasını teklif etmiştir. Ermeni tarafından karşılık bulmayan bu teklifimiz hala masadadır.” 

“TARİHİ OLAYLARI YANLIŞ KIYMETLENDİREN KARARLAR”

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2014’ten bu yana her yıl İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi’nde düzenlenen ayinde okunan bildirisinde, Osmanlı Ermenilerinin torunlarına baş sıhhati dilendiğini ve hem Ermenileri hem de Türkleri, kayıplarını beraberce, barış içinde anmaya davet ettiğini anımsatan Şentop, şunları kaydetti:

 “Sayın Lider, Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrarı tesis etmek ismine gerçek bir fırsat yakalanan ve bölgede olağanlaşma sürecinin başlayabileceği bir periyotta, 1915 olaylarına ait siyasi saiklerle alınmak istenen, tarihi olayları yanlış pahalandıran kararların, Ermeniler ile komşuları ortasında barış içinde bir ortada yaşama kültürünün tekrar inşa edilmesine katkıda bulunmayacağı açıktır. Halklarımızı temsil eden parlamentoların liderleri olarak bu tartışmalı sıkıntının, olumlu bir gündem çerçevesinde geliştirmeye kararlı olduğumuz iş birliğimizi etkilemesine müsaade vermememiz, tersine birinci fırsatta bir ortaya gelerek ülkelerimizin ortak menfaatine atılabilecek yeni adımlar ve parlamentolarımız ortasındaki bağları daha da geliştirecek konularda yakın istişarelerde bulunmamız gerektiği kanaatindeyim.”