AK Parti Küme Lider Vekili Turan, partisinin uzun müddettir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ahenk kapsamında üzerinde çalıştığı ve seçim barajının düşürülmesini de kapsayan ‘Seçim Kanunu’ hakkındaki değişikliğe ait yol haritasını anlattı. Sistem değişikliği ile birlikte atılması mecburi adımlar olduğunu kaydeden Turan, “Birçok temel kanunun aslında yeni sisteme nazaran revize edilmesi lazım. Bunun için partimiz bir çalışma komitesi kurdu. Benim de içinde olduğum kurulun başkanlığını genel lider yardımcımız Hayati Yazıcı yaptı. Son MYK toplantımızda da gelinen yerle ilgili tüm dünya örneklerine bakarak büyük bir sunum yaptı. Bu sunumu şu anda kıymetlendiriyoruz. Tahminen birkaç MYK toplantısında kıymetlendirme gerekebilir” dedi.

‘KANAATİMİZ BARAJIN İNMESİ’

AK Parti’nin, ‘Seçim Kanunu’nda yapılacak çalışma için kurulan kurulun dünya örneklerini incelediğini aktaran Turan, “Dünya örneklerinde bilhassa Avrupa Kurulu’nun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin baraj değerlendirmesine baktık; ‘5 mi, 7 mi, 10 mu olsun’ tartışması çok gerçekçi bir tartışma. Biz bunu tartışıyoruz; 5 olur, 7 olur, 10 olur bunu tartışıyoruz. Genel kanaatimiz barajın indirilmesi konusunda. Onun dışında; ‘dar bölge mi, daraltılmış bölge mi’ bunların tartışması yapılıyor. ‘Bir bölgenin içerisinde 5 milletvekili mi olacak, 7 milletvekili mi olacak, Türkiye’nin nüfusuna nazaran, vilayetlere nazaran kaç vekilin bir vilayette olması daha demokratik olur, daha uygulanır bir sistem’ bunu tartışacağız. ‘Cumhur İttifakı’mız MHP başta olmak üzere bütün partilerle bunu görüşeceğiz. Dünya değişiyor, bizim sistemimiz değişti, bu sisteme bağlı olarak da daha demokratik ‘Siyasi Partiler Maddesi’ni, daha demokratik benzeri ana temel kanunları yapmak misyonumuz. Yüksek Seçim Konseyi yetkileri sıkıntısı var, birçok sorun var hepsini tartışmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

‘ŞU ANKİ SİSTEME KIZAN PARTİLERE DE YARADI’

2018 seçimlerinde yasal hale getirilen seçim ittifaklarının, seçim barajının düşürülmesi halinde uygulanıp uygulanmayacağına ait Turan, şunları kaydetti:

“Türkiye’de 2018’e kadar seçim ittifakı imkanı yoktu fakat ittifak imkanı olmamasına karşın partiler ‘hülle’ yaparak bir manada farklı imkanları zorlayarak, resmen ittifak yapmamakla bir arada birebir listeden girerek, benzeri adımlar atarak ittifakı fiilen hayata geçiriyorlardı. 2018’de yapılan değişiklikle artık partilerin yasal yerde bir statü kazanarak ittifak yapma imkanı verildi. Bu ittifak yapma imkanı da aslında Meclis’e çok büyük bir temsil olarak yansıdı. Şimdiye kadar 100 yıllık cumhuriyetimizde hiç görülmeyen derecede bir yansıma ve Meclis’te 10’dan fazla parti var, küçüklü büyüklü. Bu oran yüzde 99,3, temsil imkanı var. Evvelden 80’leri, 70’leri bulunca ‘iyi diyordu’ vatandaş. Artık yüzde 99’un üzerinde bir temsil oranı var. O yüzden yeni sistem aslında milletimizin ruhunun, üslubunun, siyaset algısının Meclis’e yansımasını da sağlamış soldu. Her ne kadar parlamenter rejimi isteyen, şu anki sisteme kızan partiler varsa da onlara da yaramış oldu. Şu an birçok küçük parti ittifaklar sayesinde Meclis’te yer aldılar. O yüzden yeni periyotta de ittifakların devam etmesinin, daha demokratik, daha iştirakçi bir Meclis olmasını önemsiyoruz. Barajın düşmesi ittifakı bozan bir stil değil.”

‘İTTİFAKA PÜRÜZ DURUM YOK’

Barajın düşürülmesinin, seçim ittifaklarını etkilemeyeceğini vurgulayan Turan, “Bir partinin oyu barajı aşsa da aşmasa da çok oy alsa da az oy alsa da partiler ittifak yapmayı tercih edebilir. Gönülleri birdir, bakış açıları birdir. Karşı bloka karşı güçlü olmak isteyeceklerdir. Onun için yüzde 1 oy alması, yüzde 50 oy alması ortasında barajı aşmakla bir arada ittifaka pürüz bir durum yok. İttifak farklı düzenleme, bunun yanında barajın düşmesi farklı bir düzenleme olacaktır” dedi.

‘HEM ADALETİ HEM İSTİKRARI TESİS EDECEĞİZ’

AK Parti Küme Lider Vekili Turan, Meclis’in bu kadar partiyle temsil edilmesinin istikrarı etkileyip etkileyemeyeceğine ait ise “Bu çalışmalar yapılırken, tüm dünyanın kabul ettiği bir söz vardır; ‘Temsilde adalet, idarede istikrar’. O denli bir sistem olsun ki hem ülkenin istikrarı sağlansın hem de tüm farklı bölümlerin temsil edildiği bir imkan olsun. Bunu değişik ortamlarda tartışmış kanun koyucular. Yüzde 1 oy alan bir partinin genel lideri ile yüzde 50 oy alan bir partinin genel lideri Meclis’te birebir müddet hakkını isteyen, birebir yetkileri isteyen bir adapla Meclis’in daha güçlü çalışmasını engelleyen bir sonuç doğurabilir; bunu iyi tartmak lazım. Hem adalet tesis edeceğiz hem istikrarı tesis edeceğiz. Meclis dışına baktığımızda 110 tane parti var. Onun için demokrasi yalnızca partiyle hayata geçmez. STK’sı var, diğer imkanları var. O yüzden partiden diğer demokratik yol yokmuş üzere davranmak yanlışsız değil. Partilerin toplumda karşılıkları varsa değeri var” diye konuştu.