Gözler de etkileniyor

Sonbaharın bitmesiyle birlikte gitgide daha da soğuyan havalar, herkesin dışarı çıkarken daha önlemli davranmasını ve hastalıklara karşı korunmasını mecburî kılıyor. Bu devirde tıpkı bağışıklık sisteminde olduğu üzere, gözlerde de önemli rahatsızlıklar oluşabiliyor. Soğuk havaların gözlerde oluşturabileceği tesirler hakkında bilgiler paylaşan Op. Dr. Aylin Koç Akbay, “Kış aylarında soğuyan havaya karşı meskenlerimizi ısıtıyoruz. Lakin düşük nem oranları sebebiyle, gözlerde kuruluk oluşabiliyor. Soğuk kış rüzgarları ve düşük nem sebebiyle oluşan bu rahatsızlığa karşı alınabilecek en iyi tedbirler, bol su tüketimi ve omega 3 kullanımı olacaktır. Bunun yanı sıra gözlerde sıklıkla gözlemlenen yaşarmalar da soğuk hava sebebiyle gözlerde oluşabilecek rahatsızlıklar ortasında yer alıyor. Dönemsel alerjilerin yanı sıra, sert rüzgarlar ve soğuk havalar sebebiyle oluşabilen bu rahatsızlık gözlemlendiğinde, süratlice bir göz muayenesine gidilerek sebeplerinin araştırılmasında büyük yarar var.” diyor.

Görme kaybı oluşabilir

Düşük ısı ve nem oranlarının gözlerde oluşturduğu tesirler kadar, direkt olarak soğuyan hava teması sebebiyle görme kayıplarına kadar varan sonuçlar gözlemlenebildiğini belirten Op. Dr. Aylin Koç Akbay; “Görmede oluşan kayıplar, bilhassa soğuk havalarda uzun mühlet dışarıda vakit geçiren bireylerde gözlemlenir. Şayet soğuk havalar sebebiyle görme yetinizde bir değişiklik oluştuğunu hissediyorsanız, çabucak uzman bir göz tabibine giderek ayrıntılı bir göz muayenesi yaptırın. Vaktinde müdahale edilmediği halde bu üzere görme kayıpları, uzun mühletlere yayılabilir ve ilerleyen periyotlarda geri dönüşü daha güç olan sonuçlara yol açabilir.” formunda konuşuyor.

Kar körlüğü gözlerinizi karartmasın

Bilhassa kar ve buzdan yansıyan ultraviyole ışınlarının yansıyarak göze ziyan vermesiyle oluşan ve halk ortasında kar körlüğü olarak bilinen fotokeratitis hastalığının, önemli ağrılara yol açabildiğinin altını çizen Op. Dr. Aylin Koç Akbay, “Beğenilen ağrı, batma, yanma, çok sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozuklukları üzere şikayetlere yol açabilen fotokeratit rahatsızlığı, karlı havalarda araç kullanan yahut kış sporlarıyla ilgilenen şahıslarda daha sık görülüyor. Kar körlüğünün gözleri etkilemeye başlamasının gerisindeki 8 ile 12 saatlik süreçte, ışığa karşı hassasiyet başlar ve bu hassasiyet ilerledikçe gözlerde çok sulanma ve batma belirtileri görülmeye başlanır. Tedavi edilmediği takdirde beğenilen oluşan ağrılarda önemli bir artış gözlenir. Gözün kornea epitel hücrelerini etkileyen bu rahatsızlık, renk kontrastının kaybolmasına ve etrafın yalnızca beyaz görülmesine sebep olabiliyor. Genelde süreksiz sorunlara yol açmasına karşın, UV ışınlarına uzun periyodik maruz kalınan durumlarda kalıcı görme kaybına varacak sonuçlar doğurabiliyor.” ikazında bulunuyor.

Bu tedbirler işe yarıyor

Soğuk havalara karşı gözleri korumak için alınabilecek tedbirler ile ilgili bilgiler aktaran Op. Dr. Aylin Koç Akbay, “Kış ayları, gözler için ülkü bir iklim oluşturmasa dahi, gözlerinizi bu devirde de rahatlıkla korumanızı sağlayacak tedbirler alabilirsiniz. Nemlendirici göz damlaları ile göz kuruluğuna karşı tedbir almanın yanı sıra, karlı havalarda UV ışınlara karşı muhafaza sağlayan güneş gözlükleri kullanarak gözlerde oluşabilecek yansımaları ve ışık hassaslığı oluşumu engellenebilir. Ayrıyeten gözlerinde kırma kusurları olan bireylerin, kış aylarında lens yerine gözlük kullanmaları, gözlerin soğuk rüzgârlardan korunmasını sağlamanın yanı sıra, göz ısısının korunmasına yardımcı olacaktır.” diyerek kelamlarını tamamlıyor.

Gözlere iyi gelen besinler

Beta karoten kaynakları: Havuç ve havuç suyu, tatlı patates, kabak, portakal ve portakal suyu, kavun, mango, kayısı, lahana, ıspanak, kırmızı dolmalık biber, Brüksel lahanası ve balık yağı.

C vitamini kaynakları: Turunçgiller ve suları, papaya, kiraz, ahududu, çilek, yaban mersini, kivi, brokoli, yeşil ve kırmızı biber, karnabahar ve lahana.

E vitamini kaynakları: Buğday tohumu, badem ve badem ezmesi, fıstık ve fıstık ezmesi, ay çekirdeği, keten tohumu, avokado ve yumurta.

Lutein ve zeaksantin kaynakları: Koyu yeşil yapraklı sebzeler lutein ve zeaksantin için en iyi kaynaklarıdır. Kale, ıspanak, pazı, su teresi ve şalgam bu besinlerin ortasında birinci sıralarda gelmektedir. Başka iyi kaynaklar ise; yeşil bezelye, mısır, marul, brokoli, kabak, havuç, Brüksel lahanasıdır.

Çinko ve selenyum kaynakları: Çinko, bedenin A vitaminini absorbe etmesine yardımcı olarak gözleri güçlendirir. Fıstık, kabak çekirdeği, leblebi, mayalı besinler, istiridye ve öteki deniz eserleri çinko bakımından en iyi besinler ortasında yer almaktadır.

Dokosaheksaenoik asit kaynakları: Retina ve gözün dış segmentlerinde bulunan değerli bir yağ asidi olan dokosaheksaenoik asit göz sıhhatini korumak açısından tertipli olarak alınmalıdır. Daha çok somon yenilmelidir.

İlandır.