ŞANSAL BÜYÜKA İLE DOBRA DOBRA

Bu dönem resmen “1” numaraların dönemi… Fenerbahçeli Altay Bayındır‘ın, Trabzonsporlu Uğurcan Çakır‘ın, Beşiktaşlı Ersin Destanoğlu‘nun…
Üstün oynuyorlar, en sorunlu vakitte ekiplerini ayakta tutuyorlar. Uzun müddettir kalecisi yüzünden maç kaybeden ekibi hatırlamıyoruz. Kurtardıkları maçlar çok, kadrosu yaktıkları maçlar yok.
Bir defa yazmıştım, Altay Bayındır, şimdi Ankaragücü’nde oynuyor ve bayağı iyi sinyaller veriyordu. Benim de yakınım olan bir akrabası aradı, “Altay‘a sahip çıksana” dedi. Ona dedim ki, “Altay‘ın sahip çıkılacak bir durumu yok. Zati çok inançlı adımlarla geliyor.”
Sonra, Altay’ı şöyle bir araştırttım. Daha Ankaragücü‘nde oynarken… Mentörü var, psikoloğu var, görgüsü, kültürü, okuma ve öğrenme hevesi var. En kıymetlisi bir meslek planı var.
İşte o Altay, bu Altay… Hani, “adam olacak çocuk” misali…
Trabzonspor, vazgeçilmez kalecisi Onur‘u bir çırpıda gönderdiğinde şaşırmış, “Onur üzere kaleci gönderilir mi?” diye düşünmüştüm. Nereden bileyim gerisinde Uğurcan üzere bir kalecinin beklediğini…
Uğurcan’ı izlerken, kalede gözümde büyüyor. “Bu adam gol yemez” diye düşünüyorum. Kaç maçtır, kaç yıldır Trabzonspor’u ne kadar çok kurtardı. Ne kadar çok maç kazandırdı. Ne kadar olgun halleri var. Allah nazarlardan korusun, ne kadar güzel, ne kadar heybetli adam…
Trabzonspor’un farklı kazandığı ve çok uzun mühlet sonra 4 gol attığı Ankaragücü maçında, yalnızca kadrosunun değil, sahanın en iyi futbolcusu, 4 mutlak golü önleyen Trabzonspor kalecisi Uğurcan Çakır’dı. Adam kaleci değil, tek başına ekip…
Beşiktaş‘ta Sergen Yalçın dönem başında, “kaleci istemem” dediğinde, “Sergen Hoca şaşırmış herhalde” diye düşünmüştüm. Üstelik o vakit tanıdığımız yalnızca Utku vardı. Herkes Utku oynar diye beklerken, Sergen Hoca kaleyi Ersin’e teslim etti. Ersin bir-iki maç sallandı, sonra yürü ya kulum…
Sergen Hoca cin üzeredir. Kaleci üzere bir hocayı ipe götürecek mevkiye transfer istemediğine nazaran bir bildiği vardır. Gerçekten Ersin, destan yazmaya başladı.
Bugün Uğurcan‘ın, Altay‘ın, Ersin‘in peşinde en güçlü Avrupa kulüpleri dolaşıyor. 10 milyon euroların çok üstünde bonservis bedelleri konuşuluyor. İnsanın güzeline gidiyor, gururlanıyor.
Bu dönem, “1” numaralı dönem…

Bu işte bir yanlış var
Fenerbahçe’de, kazanılan, kaybedilen her müsabaka sonunda “maçın adamı”, kaleci Altay… Alanya’da 26 gol atan Cisse, Kasımpaşa’da 12 gol atan Thiam, burada gole hasret… Geçen dönem harika oynayan Sosa, Novak, Mert Hakan burada yok

-Fenerbahçe kazansın, kaybetsin, her maçın adamı kaleci Altay oluyor.
-Altay her hafta karmalara giriyor, haftanın futbolcusu oluyor.
-Fenerbahçe ismine bu işte bir yanlış yok mu?
***
– Fenerbahçe‘nin Harika Lig‘de 10 maçı kaldı.
– Fenerbahçe‘nin akıllarda bir on biri kalmadı.
– Bu işte bir yanlış yok mu?
***
– Cisse; Alanya‘da 26; Thiam, Kasımpaşa‘da 12 gol attı.
-Fenerbahçe‘de gole hasret kaldılar.
– Bu işte bir yanlış yok mu?
***
-Fenerbahçe‘nin orta transferde çok acil iyi bir golcüye muhtaçlığı vardı.
-Buna karşın bütün yatırım orta alana yapıldı.
-Bu işte bir yanlış yok mu?
***
– Trabzon’da Sosa, Novak, Sivas’ta Mert Hakan muhteşem oynadılar.
-Sosa, Novak, Mert Hakan; Fenerbahçe‘de kayboldular,
-Bu işte bir yanlış yok mu?
-Fenerbahçe‘de sportif yöneticilik Comolli ile hiç olmadı.
-Comolli ile asla mukayese etmem lakin, Emre Belözoğlu ile de olmuyor üzere…
-Bu işte bir yanlış yok mu?

Hakem Meler’i makus bulana rastlamadım
Sergen Yalçın maçtan sonra hakem Halil Umut Meler‘e giydirdi. Meğer hakemin konuşulacağı bir maç değildi. Üstelik Halil Umut Meler; öteki hakemler üzere uçana-kaçana-yatana faul çalmıyor; oynatmaya çalışıyor. Tahminen konum kaçırıyor fakat, maçın yazgısını etkileyecek kusur yapmıyor. Hakem hocalarının büyük kısmını dinledim. Dinlediklerim ortasında Halil Umut Meler’i makus bulana rastlamadım.

Sahtekârlara ‘dur’ denmeli
Bu sahteciler bir orta durur üzere olmuşlardı, yeniden işbaşı yaptılar. Üstelik işi azıttılar. Daha 15. saniyede yere yatıyorlar, uzatma kısmının son saniyelerine kadar devam ediyorlar. Bilhassa topu kaybeden, beceriksizliğini, bencilliğini örtmek ismine, “ahh-vahh” diye yerde… Hakemler de ısrarla bunları yiyorlar.
Bu mevzuda tek hakem var; Halil Umut Meler… Bu yatmaları-kalkmaları yemiyor. Müsaade vermiyor, oyunu kesmiyor. Yatan oyuncu bir gözü hakemde, bakıyor ışık görmeyince çabucak kalkıp oyuna devam ediyor.
Bu sahtecilerin çanına ot tıkamak istiyorsak, bütün hakemler Halil Umut Meler‘in açtığı yoldan gitmeli… Tahminen oyunu devam ettirmek ismine bir-iki yanlış karar verebilirler lakin en azından oyunun temposunu, heyecanını kurtarırlar. En azından maçlar, İstanbul trafiği üzere “dur-kalk”a dönmez.

Haftanın golleri
-Emre Akbaba (Galatasaray)
– Ozan Tufan (Fenerbahçe)
-Jimmy Durmaz (Karagümrük)
– Bünyamin (Antalya)
-Lucas Castro (Karagümrük)
– Samudio (Rizespor)
-Ckillashhi (Konyaspor)
-Safa (G.Birliği/ 1. golü)
-Safa (G.Birliği/ 2. golü)
-Ekuban (Trabzon/ 2. golü)
-Djaniny (Trabzon)

Haftanın…
ERDEM KÜRSÜSÜ: Rizespor kadrosu, Boldrin (Ç.Rizespor), Bülent Uygun (Ç.Rize Teknik Direktörü), Altay (Fenerbahçe)
GRUBU: Ç.Rizespor, Sivasspor, Karagümrük, Gaziantep
HAFTANIN TEKNİK YÖNETİCİSİ: İstek Çalımbay (Sivas)
HAFTANIN FUTBOLCUSU: Balkoveç, Castro (Karagümrük), Talbi, İsmail Köybaşı, Samudio, Djokoviç, Baiano (Ç.Rize), Safa, Nordfeldt (G.Birliği), Fayçal Fajr, Yatabare, Boyd, Gradel (Sivas), Kenan (Gaziantep), Uğurcan, Ekuban, Djaniny (Trabzon), Gökdeniz (Antalya), Vida, Welinton, Ersin (Beşiktaş)

Jokerler Beşiktaş’ta
Beşiktaş derbi maçında fişi çekebilse, Sergen Hoca‘nın dediği üzere nisan ayında şampiyonluğunu ilan ederdi. Derbiden beraberlik çıkınca, şampiyonluk masasında kalkan olmadı. Herkes masada… Kartlar yine karıldı, dağıtıldı. Jokerler Beşiktaş‘ta…
Beşiktaş, kayıp puan hesabına nazaran G.Saray‘dan 6, Fenerbahçe‘den 8 puan önde… Üstelik şampiyonluk yarışındaki rakipleri üzere çabuk kırılmıyor, çabuk yıkılmıyor, travma yaşamıyor. Fatih Terim‘in meşhur lafıdır; mucizeler vakit alır… Kalan 10 hafta mucize için kâfi vakit mı? Hiç sanmam…

Ne değişti?
Galatasaraylı Yedlin, penaltı yaptığı sırada sarı kartla oynuyordu. Hakem penaltıyı verip sonra vazgeçtiği konumda sarı karta gerek görmedi. Lakin yaklaşık 2-3 dakika sonra, güya VAR’dan aldığı ikaz ile Yedlin’i ikinci sarıdan kırmızı ile oyundan attı. Bu nasıl iş? Benim bildiğim VAR, sarı kartlara karışmıyordu. Ne değişti?

Yetiş Donk!
-Luyindama ile Marcao bu kusurları yapacaksa; yetiş Donk…
-Orta saha buysa; Taylan Antalyalı‘nın heykelini dikin.
-Gedson Fernandes bu türlü oynayacaksa; nerede Benfica günleri…
-Mustafa Muhammed bu kadar çabuk duracaksa; çok mu erken abarttık?

Gençler de yapar
Galatasaray’ın iki stoperi Luyindama ve Marcao bir sonraki hafta oynanacak Hatayspor maçında cezalılar. Paniğe gerek yok; Fatih Terim, U19‘dan alsın iki stoperi, gruba yerleştirsin. Ne kadar berbat oynasalar yine de Luyindama ile Marcao kadar sıra dışı kusurlar yapmazlar.

Düzgün futbolcu her kuralda oynar
G.Saray’da, “Keşke Falcao ile Muhammed birlikte oynasa” deniyordu. Artık, “Falcao oynayınca Muhammed tesirini kaybediyor” argümanları var. Buna katılmam. Güzel futbolcu her koşulda oynar.

Yok, yok, yok!
Galatasaray’ın Ç.Rizespor raporudur;
-TFF, MHK yok…
-Hakem yok…
– Yanlış karar yok…
-Zemin yok…
-Sığınacak mazeret yok…
-G.Saray yeniden yok…

Boşuna ‘büyük’ değil
Galatasaray kalecisi Muslera‘nın transfer merasimi sırasındaki kıyafeti çok dikkatimi çekti. Üstünde üstün şık bir grup elbise… İçende itinayla seçilmiş bir gömlek ve ihtimamla takılmış bir kravat… Saçı sakalına karışmayan, daima gülen pak bir yüz… Aklıma, birçok transferin imza merasimleri takıldı. Futbolcunun üstünde poposuna kadar inen düşük bel blucin… Üstünde dökülen sıradan bir tişört ve saçı sakalına karışmış bir yüz…
Muslera boşuna büyük futbolcu, büyük kaleci değil…

Bakarsan bağ, bakmazsan bataklık
Atatürk Olimpiyat Stadı ile Galatasaray‘ın Aslantepe Stadı ortasında fazla bir uzaklık yok. Olimpiyat Stadı’nda hava şartları, Aslantepe‘ye oranla çok daha güç… Buna karşın Olimpiyat‘ın tabanı göz kamaştırıyor, Aslantepe‘nin yeri dökülüyor.
Bakarsan bağ oluyor, bakmazsan bataklık…

Aydınus’u kırmadı!
Malatya-Gaziantep maçında alanda genç hakem Mert Güzenge, VAR‘da Fırat Aydınus vardı. Güzenge davet üzerine 4 sefer VAR‘a gitti. Ağabeyi Fırat Aydınus‘u kıracak hali yok ya, 4 konumda da VAR’a uydu. 3‘ü penaltı, 1’i kırmızı kart… Olkowski aleyhine verdiği penaltı tartışılır, başkalarının tamamı doğruydu.

Cumartesi piyangosu
Cumartesi öğlenden sonra önümde iki ekran… Birinde Göztepe-Sivas, başkasında Malatya-Gaziantep maçı… İki maçta çok iyi gayretler vardı ve tam 12 gol izledim. Eee, her vakit ekran karşısında uyuklayacak halimiz yok ya, bu sefer piyango bize vurdu.

Endişeli düş
Çok önemli bir endişem var. Ülkemizde tahminen de yerli oyuncudan çok, yabancı oyuncu var. Artık ulusal maçların ortası… Bizdeki yabancılardan birden fazla ülkelerine, ulusal ekiplerine gittiler. Bizde Avrupalı var, Afrikalı var, Amerikalı var, dünyanın dört bir yanından futbolcu var. Büyük bir kısmı 10-12 saatlik uçak seyahatleri yapacaklar, kalabalıkların ortasına karışacaklar, kamplarda yaşayacaklar.
İstemem, dilemem ancak, kollarına virüs mikrobunu takıp gelirlerse ne olacak? Evvel sıhhatlerine yazık, sonra etraflarındaki insanlara, arkadaşlarına yazık ve elbette gruplarına yazık…
Düşünün bir yanda şampiyonluk uğraşı, bir yanda kümede kalma savaşı… En kritik haftalara girdiğimiz şu günlerde bir kadroya virüs bulaşması demek, hem o kadronun, hem ligin yazgısıyla oynamak demek…
Önümüzde kaygılı bir düş var.

Var mı itirazı olan!
Sergen Yalçın transfer periyodunda Alanya‘dan Welinton ile N’Sakala‘yı aldırınca kıyamet koptu. “Beşiktaş‘a bunları mı layık gördün?” diye eleştirildi. Meğer Alanya‘da çalıştığı oyunculardı ve iyi tanıyordu. İşte Welinton, işte N’Sakala… Var mı itirazı olan…

Kıyamet, tehlike bölgesinde
Harika Lig‘de şampiyonluk yarışına kilitlendik gidiyoruz. Halbuki gerçek kıyamet tehlike bölgesinde yaşanıyor. Dört kadronun küme düşeceği bu dönem tam 8 kadro önemli manada ateş çemberinin içinde… Bunların içinde geçen dönemin şampiyonu Başakşehir bile var. Hele dönem sonu ikili-üçlü averajlar düşünülürse, son dakikaya, son nefese kadar bu yarış sürecek üzere…

Yanal’ın gençleri
Ersun Yanal‘ın gelişimine büyük katkı sağladığı ve ulusal ekibin vazgeçilmezi yaptıkları oyuncuları biliyoruz. Antalya‘da bakıyorum, iki genç Gökdeniz ile Bünyamin harikulade bir gelişim içinde… Bu birliktelik devam ederse, Gökdeniz ile Bünyamin çok daha fazla ara alırlar.

Haydi İsmail…
İsmail Köybaşı için memnunum. Bilhassa Beşiktaş‘ta çok parlak yıllar geçirdi. Sonra Fenerbahçe falan derken kayıp yıllar yaşadı. Son iki haftadır Ç.Rizespor’da iyi işler yapıyor. Galatasaray maçında sol kanatta duvar örüp, Galatasaray‘a tek orta yaptırmadı. Haydi İsmail, kaybolan yılların acısını çıkart.

Değişik maç
Göztepe- Sivas maçının değişik skorları var;
– Birinci yarı, Sivasspor 4-0 yaptı.
-İkinci yarı Göztepe 3-1 yaptı.
-Maçı 5-3 Sivasspor kazandı.

Uilenberg’e fark atardı
Berbat ve kara haberler o kadar çoğaldı ki, birinin kederini yaşarken, oburunun haberi geliyor. Artık de MHK eski Lideri Bülent Yavuz… Allah rahmet eylesin. Her MHK Lideri üzere o da çok tartışıldı. Fakat gördüm, biliyorum, Eğitim Dairesi Lideri iken, verdiği dersler tartışılmaz. Şimdilerin Uilenberg’ine falan fark atardı.