Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden 10 öğrenci, Aralık 2019’da fakülte dekanlığına başvurarak son sınıf öğrencilerinin uygulamalı eğitim aldığı ‘multidisipliner klinik’in koordinatörü Prof. Dr. Z.E.B.’nin kelamlı ve fiili tacizlerine maruz kaldıklarını tez etti.

Suçlamalar üzerine üniversitede bir kurul oluşturuldu. Şikâyetçi öğrenciler, arkadaşlarını da tacizin şahidi olarak gösterdi. Şahit öğrenciler taciz argümanlarını doğruladı. Kimileri, “Gözlerimle gördüm” diyerek arkadaşlarına şahitlik etti. Aylarca devam eden bu süreçte son sınıf öğrencileri mezun oldu. Okulun 10 aydır yürüttüğü soruşturma ise şimdi sonuçlanmadı. Prof. Dr. Z.E.B. üniversitedeki vazifesine devam ediyor.

‘ELİNİ BELİME ATTI…’

Hürriyet’ten Musa Kesler bu savları araştırmak üzere İzmir’e gitti. Mağdur öğrencilerle temas kurdu.

Mağdur öğrencilerin tamamı mezun olmuş ve bir kısmı da farklı kentlerde vazifeye başlamıştı. İşte ulaşılan sözlerden o taciz suçlamalarına dair ayrıntılar:

Öğrenci 1: “Toplantı odasından çıkarken bir anda kapıda durdu, ben de durdum. Sonra da elini kalçama attı. Öbür bir gün sabah çalıştığım dişçi koltuğu ve eklerini (BOX) hazırlıyordum elini belime attı ve bir müddet o denli kaldı. ”

‘İKİ ARKADAŞIM ŞAHİTTİR’

Öğrenci 2: “Kresuar (dişçi koltuğunun lavabosu) önünde eğilmiş çalışıyordum. Z.E.B. Hoca ardımdan gelerek omuzlarımdan tuttu ve geriye çekti. Kulağıma eğilerek ‘Kresuarı yalasan tıpkı şey, ikinci maskeyi taksan daha iyi olur’ dedi ve bel hizamdan beni sıvazlayıp ‘Hadi devam et’ dedi ve gitti. Bir gün klinikte kalabalık olarak bulunduğum ortamda Z.E.B. Hoca beni tek olarak çağırdı. Önlüğümün önünü açmamı istedi. Ben de önlüğümü açtım. Bir mühlet içimdeki beyaz tişörte baktı, sonra da ‘Önlüğünü büsbütün kapat’ diyerek gitti.”

Şahit Öğrenci: “Z.E.B. Hoca’nın B.’nin kalçasını ellediğini gördüm. B.’nin BOX’ının içine kadar geldi, anlamsız bir halde etrafa baktı. B.’ye yaklaştı. Elini beline koydu ve sıvazladı.”

Öğrenci 3: “Bir gün yeniden hasta bakarken geriden bana yaklaşıp saçımı kenara çekip kulağıma eğilerek fısıltı halinde ‘Seksi bayan, şeyini giysen mi?’ dedi. Panikle gerime dönüp kim olduğuna baktığımda Z.E.B. Hoca olduğunu gördüm. Ne olduğunu sorduğumda ‘Maskeni’ yanıtını aldım. Öbür bir gün hastamın planlamasını yaparken bir el apansız omzuma temas etti ve daha sonra tıpkı el bedenime temas ederek belime kadar indi, beni kendisine çekti. Dönüp baktığımda Z.E.B. Hoca olduğunu anladım.”

‘ÇOCUĞA AĞIR KÜFÜR ETTİ’

(Erkek) Öğrenci 4: “13 yaşındaki bir hastam, küçük kardeşinin elinden tutarak odamdan çıkarken Z.E.B. Hoca’nın masanın yanından geçerken hocanın bilgisayarına kısa periyodik bakmış. Z.E.B. Hoca’nın çocuğa ‘Seni g…den bir s……, bir daha s..sın’ dediğini net olarak duydum.”

(Erkek) Öğrenci 5: “Z.E.B. Hoca’nın masasının yanındaki BOX’ta çalışma yaparken doktor taburesinin üzerine kutumu süreksiz olarak bırakmıştım. Z.E.B. Hoca ‘Burası benim özel alanım, buraya girme’ dedi. Jest ve mimikleriyle benim kalçamı göstererek ‘Yoksa ben de senin özel alanına girerim’ dedi.”

‘OMZUMDAN KALÇAMA KADAR…’

Öğrenci 6: “İki başka hadise yaşadım. Birincisinde bir sabah BOX’ımı hazırlama sırasında gerim dönükken bir anda Z.E.B. Hoca’nın ardımdan sağ omzumdan başlayıp sol kalça bölgeme kadar avuç içi ile hissedilebilecek seviyede bir temasının olduğunu hissettim. ”

‘KAZAĞIMI ÇIKARDI, MİS KOKUYORSUN DEDİ’

Öğrenci 7: “Klinikte arkadaşlarımın yanında otururken formamın üzerinde kazağım vardı. Saçlarım hafif ıslak olduğu için açıktı. Gerimden bir kişinin bedenime elleri değecek halde bel hizamdan kazağı tutup çıkarmaya başladı. Çok şaşırdım. Dönüp baktığımda Z.E.B. Hoca olduğunu gördüm. Çıkarmaya devam etti ve kazağı üzerimden çıkardı ve bana verdi. Sonra saçlarımla oynamaya başladı. ‘Saçların çok hoş görünüyor, çok hoş kokuyor, saçlarına gösterdiğin ilginin birazını da bana göster’ dedi. Ne yapacağımı şaşırdım. Bir şey söyleyemedim. Arkadaşlarım şahittir.”

Öğrenci 8: “Klinikte çalışırken gelen hastamın erkek arkadaşım tarafından gönderilip gönderilmediğini sordu. Sonraki gün karşılaştığımızda ‘Sevgilinle dün akşam ne yaptınız?’ diye sordu. Kendisini ikaz ettim. Beni kendisine çekerek sıkıca sarıldı ve beni çok sevdiğini söyledi.”

Öğrenci 9: “Kliniğin birinci haftası perşembe günü Z.E.B. Hoca ‘Kliniğe senin için geldim’ dedi. Bu beni çok rahatsız etti. Sabah asistan masasının biraz uzağındaki Z.E.B. Hoca’ya bir şey sormak için yanına gittim. Konuşurken Z.E.B. Hoca bana yaklaşmaya devam etti. En son asistan masasına kadar geldim. Bana ‘Nereye kadar gideceksin merak ediyorum’ dedi.”

‘10 AY GEÇTİ, SONUÇ YOK’

Ulaşılan öğrenciler kimliklerinin açıkça yayımlanmasını istemedi. Artık hiçbiri öğrenci de değil. Hepsi mezun olup misyona başlamış. Bir kısmı İzmir’de bir kısmı öteki kentlerde. Ortalarında erkekler de var. Erkekler tacize değil; küfürlü konuşma ve hakarete maruz kalmışlar. Konuştuğumuz şikâyetçilerin en büyük kaygısı soruşturmadan sonuç çıkmaması. Açıkça ‘üzeri kapatılacak’ tasası taşıyorlar. Biri “Neredeyse 10 ay geçti lakin bir arpa uzunluğu yol alınmadı. Üzerinin örtülmesinden korkuyoruz’ diyerek telaşını lisana getirdi. Bir oburu ise “Öğrenci olduğumuz periyot üzerimizde ağır bir baskı hissediyorduk. O yüzden birtakım arkadaşlarımız sözünü değiştirmese de sonradan şikayetlerini geri almıştı” diyerek artık daha rahat uğraş edebileceklerini vurguladı.

PROF Z.E.B.: ‘KESİNLİKLE YANLIŞSIZ DEĞİL’

Fakülte idaresi soruşturmanın sürdüğünü belirterek açıklama yapmadı. Konuşan Prof. Dr. Z.E.B., kendisini “Soruşturma bittiğinde de suçlamaların temelsiz olduğu görülecektir. Katiyetle iftira. 100 kişilik bir ortamda argüman edilen fiillerin gerçekleşmesi mümkün değil” diye savundu. Eşi Prof. Dr. N.B. de “Eşim çok disiplinli ve kuralcıdır. 30 yıldır birlikte çalışıyoruz. Binlerce öğrenci eğittik. Geçen devrin mezunları eşime armağan bile verdiler. İftira olduğuna inanıyorum. Eşimin arkasındayım” dedi.