Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ülker Gül, kozmetik eserlerde kullanılan hususların sıhhate ziyanlı olmaması gerektiğini belirterek, “Kömür katranı, kurşun asetat, fenol, talk, silika üzere toksik, kanserojen ve hormonal tesire neden olan unsurları içermemelidir.” dedi.

Prof. Dr. Gül, kozmetik eserlerin günlük ömürde sıkça kullanıldığını belirtti. Kozmetik eserler ile deriye uygulanan ilaçların kullanım alanları ve kullanım sıklıkları açısından farklılıklar olduğunu söz eden Gül, şu bilgileri verdi:

“Kozmetik eserlerde kullanılan hususlar yalnızca liste olarak yazılır; eser içindeki unsurların ölçüleri bildirilmez. İlaçlarda hangi husustan ne kadar ölçü kullanıldığı bildirilmek zorundadır. Ayrıyeten kozmetik eserlerin satış ve saklanma şartları eserin bozulmasına neden olabilir.”

“İlaçlar eczanelerde uygun şartlarda satılırken, kozmetikler her yerde hatta bazen tezgahlarda ağır güneş altında bile satılabilmektedir. Satın alındıktan sonra ilaçlar çoklukla meskende ilaç dolabında saklanır.”

“Buna rağmen kimi kozmetik eserler çantada taşınmaktadır. Örneğin yazın kıyıda birtakım şahıslar nemlendirici, ruj, güneşten gözetici üzere kozmetik eserlerini ağır güneş altında yanlarında taşıyabilir.”

“Çok soğuk ya da çok sıcak iklim kaidelerine maruz kalan kozmetik eserlerde süratle bozulma olabileceği unutulmamalıdır. İlaçlar yalnızca hastalık bulunan alana sürülürler ve muhakkak bir mühlet kullanılırlar. Kozmetik eserler daha geniş alana ve sık uygulanırlar.”

“Sabun, şampuan, tıraş eserleri, duş jeli, nemlendirici, güneş hami, diş macunu, ruj, deodorant üzere kozmetik eserler ise ömür uzunluğu kullanılmaktadır.”

“Kozmetik eser kullanımında en sık gözlenen yan tesir kontakt dermatit”

Prof. Dr. Gül, kozmetik eserlerin kullanımına bağlı birçok yan tesir gözlenebileceğini anlatarak, “Kozmetik eserler çoklukla üretim tarihlerinden sonra yaklaşık 2-2,5 yıl içinde kullanılmalıdır. Açılmış ve kullanılmaya başlamış eserlerde bu müddet daha kısadır. Satın alınmasından çok uzun vakit sonrasında kullanılan eserlerde bozulma olur; bozulan eser de yan tesire neden olabilir.” diye konuştu.

Kozmetik eser kullanımında en sık gözlenen yan tesirin kontakt dermatit (temas dermatiti) olduğuna işaret eden Gül, şöyle devam etti:

“Temas dermatitleri irritan ya da alerjik olabilir. İrritan temas dermatiti her şahısta ortaya çıkar. Alerjik temas dermatiti genetik olarak yatkın şahıslarda gözlenir ve çoklukla kullanmaya başladıktan bir ay sonra ortaya çıkar. Bu vakit farkı nedeniyle, hekim döküntünün kozmetik esere bağlı olduğuna kişiyi inandırmakta zorluk çeker.”

“Temas dermatitleri sıklıkla eserle temasın olduğu yerde kaşıntılı deri döküntüsü biçiminde gözlenir. Çok nadiren temas dermatitleri kozmetik eserin sürüldüğü yerden farklı yerde ortaya çıkar. Örneğin ojeye bağlı alerjik temas dermatiti el parmakları yerine göz etrafı derisinde görülür. Temas dermatitleri sırta uygulanan yama testi ile belirlenir. Temas dermatitleri, sorumlu kozmetik eserin kullanımının bırakılması ile iyileşir.”

Kozmetik eserlerini ortak kullanmak hastalığa davetiye çıkarıyor

Prof. Dr. Ülker Gül, kozmetik eserlerde kullanılan unsurların sıhhate ziyanlı olmaması gerektiğini vurgulayarak, “Kozmetik eserler kömür katranı, kurşun asetat, fenol, talk, silika üzere toksik, kanserojen ve hormonal tesire neden olan unsurları içermemelidir. Kozmetik eser alırken bu unsurların bulunmamasına dikkat edilmelidir.” ikazında bulundu.

Kozmetik kullanımına bağlı birtakım yan tesirlerin de deri tipine uygun olmayan eser tercihlerinden kaynaklandığını aktaran Gül, akneli ve yağlı derisi bulunan şahısların akneye neden olmayan su bazlı eserler kullanması gerektiğini söyledi.

Gül, kuru derili şahısların ise ağır yağ içeren nemlendiricileri tercih etmesini önererek, “Kuru derililer için üretilmiş ağır yağ içeren nemlendiricileri akneli bireyler kullanırsa akneleri artacaktır. Yeniden fondöten üzere kapatıcı kozmetik eserlerin kullanımı da akneye sebep olabilir.” dedi.

Prof. Dr. Gül, kimi yan tesirlerin de kozmetik eserlerin ortak kullanımına bağlı olduğuna dikkati çekerek, “Örneğin makyaj yapılan kimi kuaförlerde ya da satış alanlarında tıpkı makyaj eserleri herkese uygulanır. Ortak kullanılan kozmetik eserlerde mikroorganizmalar üreyebilir. Sonuç olarak kozmetik eserin kullanıldığı deri bölgelerinde, kozmetik eserde bulunan mikroorganizmalar enfeksiyonlara neden olabilir. Kozmetik eserler ortak kullanılmamalı ve bireye özel olmalıdır.” tabirlerini kullandı.

Prof. Dr. Gül, birtakım yan tesirlerin de kozmetik eserlerin ortak kullanımına bağlı olduğuna dikkati çekerek, “Örneğin makyaj yapılan birtakım kuaförlerde ya da satış alanlarında tıpkı makyaj eserleri herkese uygulanır. Ortak kullanılan kozmetik eserlerde mikroorganizmalar üreyebilir.”

“Sonuç olarak kozmetik eserin kullanıldığı deri bölgelerinde, kozmetik eserde bulunan mikroorganizmalar enfeksiyonlara neden olabilir. Kozmetik eserler ortak kullanılmamalı ve şahsa özel olmalıdır.” tabirlerini kullandı.

Geniş ağızlı kutularda bulunan kremlere kirli elle temas edilmesi halinde içinde mikroorganizma üreyebileceğini ve sürüldüğü yerde enfeksiyona neden olabileceğini anlatan Gül, şunları kaydetti:

“Bu nedenle tüp formunda ince bir kanaldan çıkan kozmetik eserler tercih edilmelidir. Birtakım bireyler de kuruyan eserlerine su katarak kullanmak ister. Su katılan eserlerde de mikroorganizmalar üreyebilir. Kurumuş eserin esasen bozulmuş olduğu da unutulmamalıdır. Buna en iyi örnek rimellerdir.”

“Kurumuş rimellere su katarak kullanmak göz enfeksiyonlarına neden olabilir. Birtakım kozmetik eserler deri renginde açılma ya da deri üzerinde lekelenmelere neden olabilir.”

“Örneğin birtakım saç boyalarının, deodorantların, göz ve dudak kalemlerinin, rujların, diş macunlarının temas ettiği yerde deri renginde açılma gözlenebilir. Kimi koku unsurları de deri renginde koyu lekeler oluşmasına neden olabilir.”