Süt ve buğday üzere temel besin kaynaklarından biri olan kırmızı etin bol ölçüde protein ve demirin yanında çinko, B12 ve B6 vitaminlerini içeriyor. Bu neden ile az tüketilmesi durumunda vitamin eksikliklerine bağlı hastalıklar gelişebiliyor.

Kırmızı et; bebeklik, ergenlik, hamilelik ve emzirme periyotları için de kıymetli bir besin kaynağıdır. Kâfi ölçüde kırmızı et tüketmeyen şahıslarda demir, B6 ve B12 vitamini eksikliklerinin geliştirebilir.

Besin alerjilerinin bilhassa çocukluk periyodunun değerli bir problemdir. Yumurta, inek sütü, kuruyemiş, susam, baklagiller, tahıl ve deniz eserlerinin en sık görülen besin alerjileridir.

Kırmız et alerjileri yalnızca çocuklarda değil her yaş kümesinde görülebiliyor ve kırmızı et içerisindeki protein ve karbonhidrat yapısındaki moleküllere karşı bağışıklık sisteminin çok reaksiyon vermesi sonucu alerji ortaya çıkabiliyor.

Karadeniz Bölgesi’nde bu alerjilere daha sık rastlanılıyor. Türkiye genelinde hastaların şikayetlerine bakıldığında çoklukla Doğu Karadeniz’de rastlandığı ortaya çıkıyor. Bilhassa Giresun, Rize, Trabzon’daki hastaların daha çok rapor edildiğini görüyoruz.

Birinci tip alerjide belirtiler, et yenildikten çabucak sonra ortaya çıkıyor ve bu alerji erken tipte kırmızı et alerjisi olarak isimlendiriliyor.

Geç tipteki kırmızı et alerjisi ise tüketimden 4-6 saat sonra ortaya çıkıyor. Alerji belirtileri ortasında ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarma, aksırık, burun akıntısı, nefes darlığı, hışıltı, ses kısıklığı, karın ağrısı, kusma, ishal, baş dönmesi, halsizlik, baygınlık ve tansiyon düşüklüğü yer alıyor.

Bu reaksiyon hastanın hayatını tehdit edebilir. Besin alerjilerine bağlı anafilaksi yani alerjik şok belirtileri çoğunlukla besin tüketiminden sonraki birinci 30 dakika içinde ortaya çıkar.

Bilhassa kene ısırmasına maruz kalan hastalarda kene tükürüğündeki hususlara karşı bir alerji geliştiği ve bu unsurların kırmızı et içinde bulunan birtakım moleküllerle emsal yapıda olduğu belirlendi. Bu hastalarda alerji gelişimi sonrası devirde kırmızı et tüketimi ile sıkıntılar yaşanmaya başlar. Hasebiyle bu alerji kene tükürüğü ile kırmızı et ortasındaki çapraz tepkiden ileri gelir. Bu tip alerjisi olanlarda yeniden çapraz tepkiye bağlı olarak kimi ilaç alerjileri de sık görülür.

Et alerjisi kuşkusu olan hastalara deri ve kan ile alerji testleri yapılmalı ve hatta kesin teşhis için gerektiğinde tabip nezaretinde kırmızı et ile yükleme testi yapılmalıdır. Kanıtlanmış kırmızı et alerjisi olan hastaların et yememesi gerekir.

Etin pişirilmesi alerjik özelliğini her vakit ortadan kaldırmayabilir ve bu durumda kırmızı etten büsbütün uzak durmak gerekir.

Önemli alerjisi olan hastaların konut dışında yemek yediklerinde de dikkatli olmaları gerekir. Birtakım hastalarda kazara yeme sonucu gelişebilecek tepkileri önlemek maksadıyla kırmızı et ile “desensitizasyon” ismi verilen alıştırma tedavisi uygulanabilmektedir. Dünyada birinci sefer ülkemizde iki hastaya kırmızı et ile başarılı bir halde desensitizasyon tedavisi uygulanmıştır.