Medya ve irtibat alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, bayan ve kız çocuklarının güçlenmesi ismine haber çalışmaları yürüten Milliyet Gazetesi, Birleşmiş Milletler Bayan Ünitesi (UN Women) global medya birliği Media Compact üyesi oldu. Medyanın bayanların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusundaki öncü rolüne katkı sağlamak gayesiyle UN Women tarafından kurulan Media Compact, sürdürülebilir kalkınma emelleri ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda faal rol oynayan medya kuruluşlarından oluşuyor.

Türkiye’den tek gazete

Media Compact üyesi olan medya kuruluşları, bu alandaki yayınları ve toplumsal cinsiyete hassas kurumsal uygulamalarıyla, bayan hakları ve eşitlik konusundaki çalışmalarını genişletiyorlar.

Milliyet Gazetesi, UN Women global medya birliği Media-Compact’e dâhil olan birinci ve tek Türk gazete olma özelliğini taşıyor. Gazete, Media Compact üyesi olarak, UN Women ile iş birliği içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çalışmalar yapacak ve eşitlik hareketine tüm okurlarını davet edecek.

Küreselde 80’i aşkın medya kuruluşunun yer aldığı Media Compact, 2015 yılından beri medya ve irtibat dalında toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmaları destekliyor ve teşvik ediyor.

Twitter’dan duyurdu

BM Bayan Ünitesi, dün Milliyet Gazetesi’nin global medya birliğine dahil olmasını Twitter hesabında paylaştığı “Hoşgeldin Milliyet” tweetiyle duyurdu. Tweette, “Milliyet Gazetesi global medya birliğimiz Media Compact’e dâhil oldu. Medya birliği kapsamında Milliyet, medyada toplumsal cinsiyet eşitliği ve bayanın güçlenmesini sağlamak ismine çalışmalarına devam edecek. Güzel geldin Milliyet” sözleri yer aldı.

Amaç 2030

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, bayan hakları alanında bu vakte kadar oluşturulmuş en vizyoner yol haritası olan Pekin Deklarasyonu ve Hareket Platformu’nun öncelikli amaçları ortasında yer almaktar. 1995 yılında Türkiye de dahil olmak üzere 189 ülke tarafından taahhüt edilen planın üzerinden 25 sene geçmiştir. Geçen 25 sene içinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve bayan hakları için birçok kazanım elde edilmesine karşın, dünyada hiçbir ülke toplumsal cinsiyet eşitliğini tam manasıyla sağlayabilmiş değil. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve bayan ve kız çocuklarının güçlenmesi, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Emelleri içerisinde hem başlı başına bir gaye olarak (SKA 5) hem de öteki 16 Global Emel altında bir alt amaç olarak belirlenmiştir. Birleşmiş Milletler Aksiyon 10. Yılı çerçevesinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin 2030 yılına kadar tüm dünyada gerçekleştirilmesini hedeflemektedir.”

?

Milliyet’in 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddete Karşı Memleketler arası Gayret Günü’nde hazırladığı manşet kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ulusal ve milletlerarası alanda büyük takdir toplamıştı.

Ayrımcılığa dur de!

Bayanların ve erkeklerin toplumsal ömrün her alanına eşit iştirakleri olarak tanımlanan “toplumsal cinsiyet eşitliği”, bayanlara ve bilhassa kız çocuklarına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalkmasını hedefliyor. Bu alanda yapılan çalışmalarda, bu bahis yalnızca temel insan hakkı değil tıpkı vakitte sürdürülebilir kalkınmayı hızlandırmak için de temel noktalardan biri olarak görülüyor. Bu hususta yapılan çalışmalar bayan ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin her alanda gelişmeyi hızlandırdığı da tekraren kanıtladı. Ancak günümüzde ülkemiz de dahil olmak üzere bayanların ve kız çocukların ayrımcılığa uğradığı görülüyor.

‘Eşit işe eşit ücret’

Birleşmiş Milletler Bayan Ünitesi (UN Women), “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı, toplumsal eşitsizliği gidermek için cinsiyetlerin haklara ve fırsat eşitliğine erişimlerinin önündeki pürüzleri kaldırmak hedefiyle geliştirilmiş formül ve faaliyetleri kapsar. Örneğin bayanların okuması ve iş sahibi olması istikametinde yasal hiçbir mani yokken okuyan bayanların istihdama iştirak oranı tüm dünyada erkeklere kıyasla çok daha düşük seyretmekte. Zira bayanların çekirdek yahut geniş ailelerde verdiği fiyatsız bakım emeği onların işgücüne iştiraklerini engelleyen en büyük faktörlerden birini oluşturuyor. Bayanların iş gücüne iştiraklerini desteklemek ve ‘eşit işe eşit ücret’ almalarını sağlamak için destekleyici düzenekler oluşturmak, mesela hem mahallelerde hem de iş yerlerinde kreş ve çocuk bakım merkezlerinin sayısını artırmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen faaliyetlerin başında yer alır. Bunların hiç dikkate alınmadığı çalışmalar ise cinsiyetler ortası hâlihazırda oluşmuş eşitsizliğe duyarsız kaldığı için toplumsal cinsiyet körü formunda tanımlanır.”