Selçuk, her yıl New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde düzenlenen, Bayanın Statüsü Kurulunun 65. Oturumu kapsamında Bayan ve Demokrasi Derneğinin (KADEM) düzenlediği “Pandemi Perspektifinden: Türkiye’de Bayanın Yeni Normalleri” bahisli panelde konuştu.

Salgının bayanların ömürleri üzerindeki tesirine dikkati çeken Selçuk, bu devirde sokağa çıkma yasakları nedeniyle bayanların aile sorumluluklarının ve üzerlerindeki yüklerin kıymetli ölçüde arttığını söyledi.

Salgın mühletince bayanların şiddete maruz kalma riskinin de arttığını belirten Selçuk, “Her şeyden evvel insanlık cürmü olan bayana yönelik şiddetle dün olduğu üzere, bugün ve yarın da sıfır tolerans unsuruyla gayrete devam edeceğiz.” sözünü kullandı.

Türkiye’de bayan haklarının teminatının, başta anayasada olmak üzere ulusal mevzuatta yer alan mevcut düzenlemeler olduğunu vurgulayan Selçuk, “Ortaya çıkan gereksinimlere nazaran, yeni düzenlemeleri uygulamak için güçlü ve dinamik bir yasal yere sahibiz. Bu nedenle ulusal ve manevi kıymetlerimiz çerçevesinde bayana yönelik şiddete sıfır tolerans unsuruyla çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu.

Şiddeti Tedbire ve İzleme Merkezleri ve her vilayette bulunan 148 bayan sığınma meskeni aracılığıyla mağdurlara hizmet verdiklerini kaydeden Selçuk, şiddet mağdurlarının barınma gereksinimlerini karşılamak için 71 ek tesisi hizmete açtıklarını aktardı.

Salgın periyodunda “Sosyal Müdafaa Kalkanı Programı”nı da hayata geçirdiklerini anlatan Selçuk, salgının başlangıcından bu yana, Toplumsal Muhafaza Kalkanı Programının finansmanı için yaklaşık 56 milyar lira ayırdıklarını lisana getirdi.

Araştırmaların, bayanların yararlarını, tasarruf ve çocukları için kullanmaya daha istekli olduklarını gösterdiğine dikkati çeken Selçuk, “Bir bayanın ekonomik olarak güçlendirilmesi, yalnızca bir bireyin refahının artmasının çok ötesinde olup güçlü bir toplum inşa etmenin değerli bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir.” görüşünü paylaştı.

“Sosyal yardımlardan faydalananların yaklaşık yüzde 65’i kadın”

Türkiye’de toplumsal yardımlardan faydalananların yaklaşık yüzde 65’inin bayan olduğuna işaret eden Selçuk, aile dostu yaklaşımların geliştirilmesine yönelik gerekli yasal düzenlemelerin de yapıldığını belirtti.

Bakan Selçuk, “Evde bakım takviyesi, doğum müsaadesi düzenlemeleri, kreş dayanağı, prim takviyesi ve yarı vakitli çalışma uygulaması, bu alanda hayata geçirdiğimiz program ve teşviklerden bazılarıdır.” açıklamasında bulundu.

Aile ve iş hayatı ortasındaki ahengin sağlanması ve bayanların kayıtlı istihdamının teşvik edilmesi bakımından çocuk bakım hizmetlerine özel ehemmiyet atfedildiğini vurgulayan Selçuk, “Ev Tabanlı Çocuk Bakım Hizmetleri Yoluyla Kayıtlı Bayan İstihdamının Desteklenmesi Projesi ile şimdiye kadar 25 binden fazla çalışan anne desteklendi.” dedi.

Proje ile çalışan annelere, profesyonel çocuk bakımı için mali takviye sunularak işgücü piyasasına geri dönme fırsatı sağlandığını belirten Selçuk, bu proje sayesinde 15 bin bayanın birinci sefer toplumsal güvenlik sistemi kapsamına alındığını hatırlattı.

Bilhassa yeni olağanlaşma devrinde bayanların işgücü piyasasına iştirakinin önündeki mahzurları kaldırmayı hedeflediklerinin söz eden Selçuk, bu sebeple, faal işgücü piyasası programları ile bayanların sürdürülebilir istihdamlarını desteklediklerini ve 2002’den bu yana, 4 milyondan fazla bayanın bu programlardan yararlandığını kaydetti.

Etkin işgücü hizmetlerinden faydalananların yarısını bayanların oluşturmasından gurur duyduğunu lisana getiren Selçuk, salgın devrinde “Uzaktan Çalışma Yönetmeliğini” de yürürlüğe koyduklarını söyledi.

“Kadınları hayatın her alanında desteklemeyi sürdüreceğiz”

Bayanların iş gücüne iştirakini artırmak açısından bayan girişimciliğinin, kooperatiflerin itici gücü olduğuna inandığını vurgulayan Selçuk, “Kadınları, kooperatifler aracılığıyla güçlendirmek maksadıyla 700’den fazla çalıştay, eğitim ve bilgilendirme toplantısı düzenledik ve 452 yeni bayan kooperatifinin kurulmasına dayanak verdik.” sözünü kullandı.

Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Şimdi, önümüzde denetimli olağanlaşmaya odaklanmamız, salgının tesirlerini süratle bertaraf etmemiz gereken bir süreç var. Bayanları hayatın her alanında desteklemeyi sürdüreceğiz. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde başlattığımız Mercan Kampanyası ile bayanlara kendi muvaffakiyet öykülerini yazmaları, karar alma düzeneklerinde daha fazla yer almaları, aile-iş hayatı istikrarını kolaylaştırmaları ve sosyo-ekonomik güçlenmelerini arttırmaları konularında fırsatlar sunmaya devam edeceğiz.”

Kovid-19 krizinden sonra daha ileriye gitmek için evvelki ömür haline geri dönülemeyeceğini söyleyen Selçuk, “Bu nedenle, yenilikçi yollar keşfetmemiz gerekiyor. Daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek için bayan liderliğinin gücünden tam olarak yararlanmanın vakti geldi.” diye konuştu.

“İş ve ömür istikrarı, bayan ve erkeklerin birlikte çözmesi gereken bir sorun”

KADEM İdare Konseyi Lider Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ise salgın müddetince en dezavantajlı, yorgun, telaşlı ve gerilimli olanların bayanlar olduğuna dikkati çekti.

Toplumsal cinsiyet adaletinin ailede, iş hayatında ve toplumsal hayatın her alanında tesis edilmesinin kıymetine değinen Bayraktar, iş ve hayat istikrarının ise bayan ve erkeklerin birlikte çözmesi gereken bir sorun olduğunu vurguladı.

Bayraktar, erkeklerin mesken yönetimi ve çocuk bakımı üzere sorumluluk ve rollerin paylaşımında adaletli davranması durumunda ise bayanın iş ve ömür istikrarı yükümlülüklerinin hafifleyeceğini lisana getirdi.

Panele, KADEM İdare Şurası Üyesi Avukat Derya Yanık da katıldı. Panelin moderatörlüğünü KADEM İdare Konseyi Üyesi Melek Cevahiroğlu Ömür yaptı.