Çavuşoğlu, A Haber’de telefon ilişkisiyle katıldığı programda birtakım emekli amirallerin imzasıyla yayımlanan açıklamaya ait soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Kanal İstanbul konusunda Türkiye’ye yönelik bir baskı olmadığını belirten Çavuşoğlu, bu türlü bir baskıyı da Türkiye’nin kabul etmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Çavuşoğlu, “Kanal İstanbul’un açık söylemek lazım Montrö’ye, Montrö’nün de Kanal İstanbul’a bir tesiri yok. Şunu soranlar oldu, Kanal İstanbul yapıldığı vakit, boğazlardan geçiş ya da Montrö’nün geçerliliği konusunda içerden de dışardan da bizim vatandaşlardan da yurt dışından da soranlar oluyor. Montrö Mutabakatı yalnızca boğazlardan geçişi düzenlemiyor. Karadeniz’de ülkelerin ne kadar gemi bulundurabileceği, bunun tonajı, mühleti dahil birçok sınırlamayı barındırıyor. Yani Kanal İstanbul’un Montrö’ye tesiri yok, Montrö’nün de Kanal İstanbul’a tesiri yok.” dedi.

Çavuşoğlu, bildiride, Kanal İstanbul ve Montrö’ye vurgu olsa da bu kelamda bildirideki cümlelere ve niyete bakmak gerektiğini söyledi. Birtakım emekli büyükelçilerin de tam bilgi sahibi olmadan benzeri bir açıklama yaptıkları hatırlatan Çavuşoğlu, o açıklamaya karşı gerekli açıklamayı yaptıklarını anlattı. Çavuşoğlu, büyükelçilerin ve birtakım emekli amirallerin yaptıkları açıklamanın teknik değil siyasi olduğunu lisana getirerek “Kaldı ki her hususta, bu milletlerarası mutabakatlar olabilir, geçmiş mutabakatlar olabilir, dünkü bizim imzaladığımız mutabakatlar olabilir, bizim Libya’yla imzaladığımız deniz yetki sonlandırması muahedesi da tartışılıyor diğerleri tarafından. İçerden de buna ne gerek vardı diyenler oldu.” tabirlerini kullandı.

Herkesin farklı hususlarda görüşlerini tabir edebileceğine işaret eden Çavuşoğlu, bu bildiride emekli amirallerin kelamda Montrö bildirisinin ise büsbütün siyasi olduğunu ve geçmiş periyotlarda darbeyi çağrıştıracak üslupta olduğunu, bildiride Türkiye’nin çıkarlarının savunmanın kelam konusu olmadığını söyledi. Çavuşoğlu, “Bu, bir muhtıra niteliğinde bir bildiridir.” dedi.

Çavuşoğlu, bildiride Mavi Vatan diye belirttikleri davanın, bugün layıkıyla Başkomutan sıfatıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet tarafından savunulduğunu, Doğu Akdeniz’de bir gayret verildiğinde bildiriye imza atanların hükümetin yanında net bir biçimde durmadıklarını söyledi.

Türkiye’nin haklarının ve çıkarlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde savunduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, bu bildirideki kaygının Montrö olmadığına dikkati çekti.

“Burada aba altından sopa gösteriyorlar”

Çavuşoğlu, TBMM Lideri Mustafa Şentop’un tabirlerinin niyetli olarak çarpıtıldığını lisana getirerek “Burada bunların sıkıntısı öbür, bunlar eski vesayet anlayışıyla şu anda vazife başında olan, halkın oyuyla iradesiyle işbaşına gelmiş, Sayın Cumhurbaşkanı’mız ve hükümeti, hatta Cumhur İttifakı’nı maksat alıyorlar. Burada aba altından sopa gösteriyorlar, yani şöyle olur, bu türlü olur bir nevi bunlar misyonda olsalar bir muhtıradır bu ancak emekli oldukları için ‘Biz vazifede değiliz.’ diyorlar fakat darbeyi çağrıştıracak üslubu basitçe görebiliyoruz bu bildiride.” değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, bu bildiriye imza atanların mantalitesini bildiklerini, bu mantalitenin darbe yapmaya, muhtıra vermeye alışık bir mantalitenin yansıması olduğunu belirterek “Bunlara en hoş yanıtı zati Ulusal Savunma Bakanlığımız ve bugün vazife başında olan askerlerimiz vermiştir.” dedi.

ABD’de yeni gelen idareyle daha öngörülebilir bir bağ içinde olacaklarını daha evvel söylediklerini aktaran Çavuşoğlu, Obama devrinden bu tarafa gelen sıkıntıların olduğunu, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’la telefonla konuştuğunu, Brüksel’de de bir ortaya geldiklerini hatırlattı. Çavuşoğlu, genel manada stratejik düşünüldüğünde Türkiye ve ABD’yi birleştiren birçok bahsin var olduğunu, onların da Türkiye’nin ne kadar kıymetli ve stratejik olduğunu söylediğini belirtti. İki ülke ortasındaki sıkıntıların geçmişten bu yana var olduğunu aktaran Çavuşoğlu, bu problemleri aşmak için yeni idareyle konuştuklarını kaydetti.