Akciğer kanserinin tedavisinde cerrahi usul çok büyük ehemmiyet taşıyor. Kanserin öbür organlara ve akciğer dışındaki lenf bezlerine yayılma yapmadığı durumlarda, yani birinci ve ikinci evrelerde ameliyat uygulandığını belirten Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Semih Halezeroğlu, fakat bunun için hastanın yapılacak olan ameliyata uygun seviyede kalp ve akciğer işlevlerinin olması gerektiğini söyledi.

İleri derecede kalp ve teneffüs bozukluğu olan hastalarda operasyon ihtimamlı bir ameliyat öncesi kıymetlendirme sonrası gerçekleştirilebiliyor. Akciğer kanseri ameliyatlarında kullanılan iki ana formül olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Semih Halezeroğlu şöyle konuştu:

“Bu iki ana teknikten biri; kaburgalar ortasından açılarak yapılan açık prosedür, başkası de göğüs boşluğu içerisine ilerletilen 10 mm genişliğinde bir kamera yardımıyla gerçekleştirilen kapalı metottur. Tıbbi teknolojik sistemlerin gelişmesi ve göğüs cerrahlarının deneyimlerinin artması sonucunda kapalı sistem ile yapılan akciğer kanseri ameliyat sayısı besbelli biçimde artmıştır.”

Küçük bir tek kesi büyük yarar sağlayabiliyor

Bu gelişmelere paralel olarak hastaların operasyonları gerçekleştirilirken kendilerine verilebilecek ziyanı en aza indirmek için kapalı ameliyat tekniklerinin de kendi içerisinde gelişme gösterdiğini vurgulayan Prof.Dr. Semih Halezeroğlu “Geçmişte akciğer kanseri ameliyatı için hastanın göğüs kafesinde uzun bir kesi açılıyordu. Günümüzde ise halk ortasında kapalı ameliyat denilen formüllerle ameliyatlar yapılıyor. Robotik ameliyatlarda yahut standart kapalı usulde hastanın göğüs kafesi üzerinde 3 yahut 4 kesi yapılarak kamera ve farklı aygıtlar farklı bölgelerden ilerletilir. Bu da ameliyat sonrası hastalarda ağrıların uzamasına sebep olabilir. Bunu azaltmak için son yıllarda yalnızca bir kesiden yapılan torakoskopik metot geliştirilmiştir. Artık hastanın göğüs kafesinin uzun bir kesi ile açılması yerine, yalnızca 3 yahut 4 santim uzunluğunda tek bir kesi yapılarak ilerletilen kamera ve özel tıbbi aygıtlar ile ameliyatı gerçekleştirebiliyoruz. Dünyada Tek Port VATS olarak bilinen bu formül hastaların ameliyat sonrası risklerini azaltıp olağan yaşantısına erken dönmesine yardımcı oluyor” dedi.

Düzgünleşme süreci hızlanıyor

Böylelikle ameliyat müddetinin kısaldığını, ağrıların azaldığını, hastaların çok büyük çoğunluğunda ağır bakımda kalma muhtaçlığının ortadan kalktığını, hastanede kalış müddetlerinin 2-4 gün ortası mühletlere indiğini ve hastaların olağan yaşantılarına daha süratli dönebildiğini belirten Prof.Dr. Semih Halezeroğlu “Ayrıca, teneffüs işlevleri kısıtlı olan yahut ileri yaştaki hastalarda ameliyatlar daha inançlı biçimde gerçekleştirilebilir hale gelmiştir” diyor. Ameliyat sonrası tüm hastalarda kemoterapi gerekmezken, kemoterapi gerekli olan hastalarda tedaviye bir an evvel başlama imkanının kapalı ameliyatlarda daha yüksek hale geldiğini vurgulayan Prof.Dr. Semih Halezeroğlu “ Bu ameliyat sırasında ortaya çıkabilecek bir durum için açık sisteme geçme mümkünlüğü farklı deneyimlere nazaran ortalama olarak yüzde 5 düzeyindedir” tabirlerini kullandı. 

Sigara içenlerin yılda bir defa muayene olmaları şart!

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Semih Halezeroğlu, akciğer kanseri sinsi ilerlediği için bilhassa uzun yıllardır sigara içenlerin kesinlikle yılda bir defa muayene olmaları gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Teşhis için hastanın yakınmaları, hikayesi ve muayene bulguları çok kıymetli. Tek başına bir akciğer grafisi akciğer kanseri teşhisinde kâfi değil. Bariz solunumsal yakınmaları olan, uzun yıllar sigara içmiş hastalarda akciğer grafisinin olağan görünmesi bir akciğer kanseri mümkünlüğünü ortadan kaldırmaz. Her yıl bir sefer düşük dozda bilgisayarlı tomografi çekilerek akciğer kanseri varlığının araştırılması gerekir. Kuşkulu durumlarda detaylı teşhis yollarına geçiliyor. Hastalığın erken teşhisi için çekilecek bilgisayarlı tomografinin ‘düşük dozda’ olması kıymetli; aksi halde gereksiz halde, risk kümesinde olmayan bireylerin daima olarak olağan ışın dozunda bilgisayarlı tomografilerinin çekilmesi sonucu ileride kimi olumsuz gelişmeler ortaya çıkması kelam konusu olabiliyor.”